maviş forum maviyi seven forum maviş foruma hoşgeldiniz. |
|
| Nasreddin Hoca Fıkraları | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
Admin
| Konu: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:50 pm | |
| Nasrettin Hoca'nın evine bir gün 3 eski arkadaşı misafirliğe gelir. 3 üde birbirinden oburdur. Nasrettin Hoca sofraya hangi yemeği getirse silip süpürürler. O kadar ki tencerelerde yemek bitince, sünnettir diye ekmekle iyice tencereleri sıyırırlar. Bu sırada odaya Nasreddin Hoca'nın kedisi girer. Arkadaşları Nasreddin Hoca'yı memnun etmek için: - "Aman ne güzel kedi. Adı ne bunun Hocam?" diye sorarlar. Hoca: - "Adı Farzdır", der. Hoca'nın arkadaşları şaşırıp birbirlerine bakarlar: - "Bu ne biçim isim Hoca Efendi?" derler. "Şimdiye kadar farz isminde bir kedi ismi hiç duymamıştık." Hoca hemen taşı gediğine koyar: - "Ne yani, sünnet diyeyim de onu da mı yiyesiniz?" | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:51 pm | |
| Hocanın canı bir gün sarma çeker.Ama elinde yoğurt bakraçları anası da ağlamış ne yapim ne yapim derken aklına göl gelmiş.Gelmiş gölün kenarına,atmış bakraçları kenara çıkarmış sarmış sigarasını hafif hafif demleniyor.Sonra birden bekçinin düdüğünü duymuş. Eyvah şimdi yandık derken aniden atmış sarmayı bakracın içine sonrada bakracı tutmuş göle dökmeye başlamış.O esnada bekçide yanında bitivermiş.Bakmış bakmış anlamamış sonra hocaya sormuş ne yapıyorsun diye.Hocada görmüyor musun yoğurt mayalıyorum demiş. bekçi kahakahalar içinde ilahi hoca koca göl hiç maya tutar mı demiş.Hocada ya tutarsa diye cevap vermiş.Sonra bekçi ilahi hoca diyip güle güle yoluna devam etmiş.Hoca hem keyfine hem yoğurda yanarken bekçinin arkasından bakıp şimdi bu salak herkese anlatır demiş | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:51 pm | |
| Bir keresinde, Hoca koy okulunda ogretmen dururken, ogrencilerinin birinin ailesi tarafindan kendisine bir buyuk tepsi baklava gonderilir. Agzi sulanir, fakat daha sonra yemek uzere masasinin cekmecesine koyar. Kisa bir sure sonra acil bir is icin disari cagirilir. Ogrencilerine yapilacak bir suru is verir "Ve herseyi anladiginizi kabul ediyorum" der "yoksa kotu olur" sertce "Cok kotu" Kapiya vardiginda, "Bir sey daha" der. "Benim dusmanlarim var. Pek cok dusman. Bana surekli zehirli et, zehirli tatli gonderilir. Hatta," sertce ekler "zehirli baklava. Yemeden once test etmem gerekir. Bu sekilde uyarildiniz. Daha uzun bir omur isterseniz, bana gonderilen hicbir seye dokunmayin. Ozellikle baklavaya." Hoca gider gitmez, yegeni, ogrencilerinden biriydi, masaya gider ve baklavayi alir. "Yapma!" diye bagirir arkadaslari. "Onlar zehirli olabilir!" Cocuk onlara siritir. "Tabii ki degiller," der. "O sadece kendisine saklamak istiyor." Ve baslar tepsiye. "Gercekten cok iyi" der ve bir baskasini yer. Yere dusup kivranmadigini goren arkadaslari, Hoca'nin masasinin etrafina toplanirlar ve baklavayi paylasirlar. "Fakat hepsinin gittigini gorunce biz ona ne diyecegiz?" der iclerinden biri, agzindaki kirintiyi silerken. Hoca'nin yegeni sadece gulumser. Hoca dondugunde dogruca masasina gider ve cekmecesine bakar. Ogrencilerine hisimla bakar. "Biri," der "Biri masamdaymis." Sessizlik vardir. "Biri cekmecemdeymis." Sessizlik. "Ve biri baklavayi yemis." "Bendim" der yegeni. "Sendin! Size anlattigim seyden sonra?" "Evet." "Belki aciklaman vardir. Eger oyleyse, olmeden once duymak isterim." "Sey," der yegeni "Bana verdigin is cok zordu. Hic birini yapamadim. Yaptigim hersey yanlis. Senin cok kizgin ve ailemin hayal kirikligina ugrayacagini biliyordum. Oyle utandigimi hissettim ki, yapilacak tek seyin,..., hayatima son vermek olduguna karar verdim. Boylece senin zehirli baklavani yedim. O an dusunebilecegim tek yol o idi. Fakat eglenceli olan sey, henuz hicbir sey olmadigidir. Nedenini merak ediyorum." Hoca yegeninin masum aciklamasini kisa bir sure inceler. "Belki," der, "yapmis oldugun ise bir bakmam icin sadece ertelenmis bir cezadir." | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:51 pm | |
| Ramazan günlerini hesaplamak için bir çömleğin içine her gün bir taş atar, Hoca. Bir avuç taş doldurur çömleğin içine Hoca'nın yaramaz oğlu, muziplik olsun diye.
Bir zaman sonra arkadaşları: "Bugün Ramazan'ın kaçı acaba? diye sorarlar Hoca'ya. Hoca'da: "Şimdi eve gider öğrenirim. Biraz sabredin." der ve evinin yolunu tutar.
Çömleği boşaltır; bir sayar, iki sayar... Taşların yüz yirmi beş tane olduğunu görür. Şaşkın bir halde döner arkadaşlarının yanına Hoca. "Arkadaşlar, bugün, Ramazan'ın kırk beşi" der.
Hoca'nın bu cevabına gülüşürler arkadaşları. Aralarından biri:
"Aman Hocam, bir ay otuz gündür. Hiç Ramazan'ın kırk beşi olur mu?" diye itiraz eder.
Hoca, biraz şaşkınlık biraz da kızgın bir ifadeyle: "Ben yine insaflı davrandım. Benim çömlek hesabına bakacak olursak; bugün Ramazan'ın yüz yirmi beşi!"der. | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:51 pm | |
| Timur bir gun yanina Hoca'yi da alarak Aksehir'in Meydan Hamamina gider. Soyunup pestemallara sarinip sicak bolume gecerler. Gobek tasinda oturup bir yandan sohbet ederken bir taraftan terlerler. Derken Timur Hoca'ya sorar. -Hoca sen bir deryasin! kiymet bicmesini bilirsin. Su halimle ben kac para ederim?... Hoca; -On akce der. Kendisine bu kadar az kiymet bicilmesi Timur'u kuplere bindirir. -Bre gafil sen bana nasil on akce ettigimi soylersin bu parayi sadece pestemal yapar! deyince Nasreddin Hoca boynunu bukerek; -Pestemali hesapa kattim zaten! der. | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:51 pm | |
| Nasreddin Hoca birgün pazarda 10 akçeye aldığı 10 odunu, 9 akçeye satıyormuş. Etraftan sormuşlar: "Hocam bu ne iştir hiç böyle ticaret olur mu?" Hoca gayet sakin cevaplamış: "Olsun. Önemli olan işi nasıl yaptığın değil, insanların seni iş yaparken görmesidir." | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:51 pm | |
| Nasreddin Hoca Aksehir pazarinda bir adamin basina toplanmis olan kalabaliga yaklasir.Satici elindeki kusu satmaya calismakta ve fiyati ise cok yuksek 50 Akce, yan taraftaki tavuklar ise 5 Akce. Hoca bir turlu fiyattaki asiri farki anlayamaz ve sorar -Hemserim bu nasil kus 50 Akce istersin? -Hoca efendi bu bildigin kus degildir bunun ozelligi var. -Neymis ozelligi? -Hocam bu kusa papagan derler ve konusur. Hoca aniden hemen eve kosar, kumesten hindisini kaptigi gibi pazara doner. Papagan satmakta olan adamin yanina durur ve yuksek sesle; -Bu gordugunuz kus sadece 100 Akceye, gel, gelll! Herkesten cok papagan satan sasar bu ise ve sorar. -Hocam 100 Akce cok degil mi bir hindi icin? -Sen 50 ye satiyorsun ama -Dedim ya hocam benim kus konusur ama -Oyleyse, benimki de dusunur! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:52 pm | |
| Bir ahbap topluluğunda Hoca’nın eline iş olsun diye bir saz tutturmuşlar:
-Hadi bize güzel güzel bir şeyler çal da dinleyelim!
Demişler. Hoca sazı eline alınca mızrabı bir aşağı bir yukarı teller üzerinde rastgele dolaştırmağa ve böylece tuhaf tuhaf sesler, gıcırtılar çıkarmağa başlamış:
-Aman Hoca demişler, saz dediğin böyle mi çalınır? Perdeler üzerinde usuliyle gezinmek gerek ...
Hoca , elindeki sazı dımbırdatmağı sürdürürken:
-Onlar perdeyi bulamazlar, aramak için gezinip dururlar. Ben buldu işte. Niçin boşu boşuna gezinip durayım, demiş. Gülmüş. | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:52 pm | |
| Nasreddin Hoca'nın evine tüccar arkadaşı misafir olmuş.Hoca ona mantı pişirip getirmiş. Arkadaşı acele edip mantıyı hemen ağzına atınca boğazı yanmış. Boğazının yandığını belli etmemek için başını tavana doğru dikmiş ve yanmanın etkisi gidince de başını tavandan indirmeyip sormuş : -Hocam bu tavanı ne zaman yaptınız. Hoca hemen : -Boğazına ateş düştüğü zaman, demiş | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:57 pm | |
| Eşeği kaybolan Subaşı, ateş püskürmüş:
-Çabuk benim hayvanımı bulun, yoksa karışmam! Diye bağırmaya başlamış.
Herkesi bir telaş , bir korkudur almış. Eşeği aramak için dört bir tarafa dağılan Akşehirliler , yolda Hoca’ya rastlamışlar:
-Aman Hocam, bize yardım et. Yolda sahipsiz bir eşek bulursan hemen yakala n’olur. -Eşek kimin? -Subaşının.
Demişler. Hoca da: “Peki ararım” demiş ve türkü söyleye söyleye yolunu sürdürmüş. Karşısına çıkan bir köylü :
-Hocam, böyle türkü söyleyerek ne yapıyorsun?
Deyince ,Hoca:
-Subaşının kaybolan eşeğini arıyorum!
Demiş. Adam , yine sormuş:
-Peki , böyle türkü söyleyerek eşek mi aranır a Hoca?
-El elin eşeğini elbette türkü söyleyerek arar. Hele eşek zorla aranıyorsa. Üstelik Subaşınınsa.... | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:57 pm | |
| Bir gün Nasrettin Hoca pazara giderken çocuklar etrafını almışlar. Hepsi birer düdük ısmarlamış, ama para veren olmamış.
Hoca çocukların tümüne olumlu cevap vermiş:
- Peki, olur...
Çocuklardan yalnız biri, elinde para olduğu halde, Hoca'ya şunları söylemiş:
- Şu parayla bana bir düdük getirir misin ?
Hoca akşama doğru pazardan dönmüş. Yolunu bekleyen çocuklar hemen
Hoca'nın etrafını sararak düdüklerini istemişler.
Nasrettin Hoca, cebinden bir düdük çıkarıp kendisine para veren çocuğa uzatmış.
Ötekileri bağırmaya başlamışlar:
- Ya bizim düdükler nerede ?
Hoca'nın cevabı kısa ve anlamlı olmuş:
- Parayı veren düdüğü çalar. | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:57 pm | |
| Nasreddin Hoca Aksehir'de kadilik vazifesini yürütürken karsisina iki adam çikmis. Birisi öteden beri cimriligi ile taninmis
bir asçi, digeri de boynu bükük bir fakir. Asçi sözü almis :
- Hocam demis, ben bu adamdan davaciyim. Dükkanin önünde fasulye pisiriyordum. Tencerenin kenarindan bugusu çikiyordu yemegin. Bu adam elinde somunla geldi. Kopardigi lokmalari yemegin bugusuna tutup basladi atistirmaya. Nihayet koca bir ekmegi bitirdi. Ondan fasulye bugusunun parasini istedim, vermedi.
Nasreddin Hoca anlatilanlari dikkatlice dinledikten sonra fakire dönüp :
- Dogru mu bunlar ? diye sormus.
- Evet, demis fakir adam.
- Öyleyse para kesesini çikar bakalim.
Zavalli fakir kadi efendiye karsi gelememis. Içinde üç bes akçe bulunan para kesesini Hoca' ya uzatmis. Bu sefer asçiyi çagirmis yanina. Keseyi kulagina yaklastirarak singirdatmaya baslamis. Sonra da :
- Haydi demis aldin iste alacagini. Asçi :
- Nasil olur ? diye saskinligini belli etmis. Parami vermediniz henüz. Hoca cevap vermis :
- Fazla uzatma, yemegin bugusunu satan paranin da sesini alir elbet ! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:57 pm | |
| Nasreddin Hoca oglunun eline bir testi tutusturup çesmeden su getirmesini istemis. Çocuk disari çikarken de ensesine bir tokat atip :
- Testiyi kirma ha ! diye ögüt vermis .
Bunu gören komsulardan biri :
- Yahu Hocam demis, henüz testiyi kirmadan niye dövüyorsun yavrucagizi ?
Hoca cevap vermis :
- Testiyi kirdiktan sonra neye yarar be birader ! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:58 pm | |
| Hoca Nasreddin ölüm döşeğindeymiş. Karısını çağırmış. -Hanım en güzel elbiselerini giy, iyice kokular sürün, tak takıştır yanıma gel otur. -Ayol hoca delirdin mi sen. Bu durumdayken ben nasıl süslenirim? -İyi ya azrail gelince belki beğenip benim yerime seni götürür. | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:58 pm | |
| Bir gün padişah vezirlerine. gidin bana hoca yı çağırın demiş.. nasrettin hoca gelmiş. padişah: hoca ben cennetemi yoksa cehennememi gitcem demiş. hoca: cehenneme padişah:neden demiş hoca:boş yere öldürrüğünüz insanların hepsi cennete gitti cennette yer kalmadı...... | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:58 pm | |
| Secdeye varırsa? Nasreddin Hoca ile arkadaşları Konya'da bir eve akşam yemeğine davet edilmişler. Ev eski ve ahşap, bastıkça tahtalar gıcırdıyor, hoca laf atmış : -Evin tahtaları ses veriyor! Adam ukala ya : -Bizim ev pek sofudur, ara sıra zikreder! Hoca laf altında kalır mı : -Ya aşka gelip secdeye varırsa? | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:58 pm | |
| Balık
Hoca yolculuk sırasında mola verip bir hana girer.Bu sırada hana bir başka yolcu daha girer ve ikisi birden hancıdan yiyecek birşeyler isterler.Fakat hancı yiyecek olarak sadece bir balık olduğunu söyler ve bunu paylaşmalarını önerir.Bunun üzerine Hoca: -Ben balığın sadece başını yiyeceğim der.Hancı bunun nedenini sorar.Hoca da: -Balık başı zekayı artırır.Balık başı yiyen insan akıllı olur der.Bunun üzerine diğer yolcu hemen atılır ve Hoca'ya : -Balık başını niye sen yiyeceksin? Ben yemek istiyorum der.Hocada itiraz etmez.Balığın koca gövdesini Hoca yer ve bir güzel karnını doyurur.Diğer yolcu ise sadece balığın başını yer ve Hoca'ya seslenir: -Sen koca gövdeyi yedin karnını doyurdun.Ben sadece kafayı yedim aç kaldım der.Hoca da bunun üzerine şöyleder: -Bak nasıl akıllandın! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:58 pm | |
| Nasreddin Hocanın bir gün karısı ölmüş.Bir ay sonra kocası ölmüş dul bir kadınla evlenmiş.Evlendiği kadın Hoca ya sürekli eski kocasını anlatıyormuş.Yine bir gün yatakta kocasını anlatıyordu."İşte benim kocam şöyle yapardı, böyle yapardı" diye.Hoca sinirlenmiş ve kadına bir tekme atmış kadın yere düşmüş.Kadın sormuş: -Aman hoca niye attın beni yataktan? Hocanında cevabı hazır: -Eeee yatakta bi sen yatıyosun bi ben bide eski kocan.Üçümüz sığamadık sende düştün. | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:59 pm | |
| Timurlenk, Akşehir'de karargah kurulunca şehir halkı adına Nasrettin Hoca ile eşraftan iki zat hatır sormaya gittiler. Kahveler içilip sohbet edildikten sonra, Timur sormuş : - Karargahımı nasıl buldunuz? Beylerden biri cevap vermiş : - Çok güzel ama fena bir koku var! Timur fena halde kızmış, yanındakilere " Alın şu adamı, boynunu vurun" demiş ve öteki beye dönmüş : - Koku var mı? Adam korkusundan : - Ne münasebet efendimiz, misk-ü amber kokuyor, deyince Timur gene kızmış : - Neresi misk kokuyor dalkavuk herif! Alın şununda boynunu vurun! Sonra aynı soruyu Hoca'ya sormuş. Hoca bakmış pabuç pahalı yapıştırmış cevabını : - Vallahi hükümdarım ne diyeyim, nezleyim burnum koku almıyor. | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:59 pm | |
| Mahallenin bencil kasabı, göle düşmüş. Başlamış çırpınmaya. Hemen koşup köylüler:<BR>-"Elini ver, elini ver" diye bağırmışlar. Ama adam elini uzatmamış. Tam göz göre göre boğuluyormuş ki Hoca seslenmiş:<BR>- Yahu! o vermeyi bilmez."Elimi al " diye bağırsanıza. | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:59 pm | |
| Baklava Hoca aksamleyin eve dogru yururken, baklava seven bir koyluyle karsilasir. -Hoca, kisa bir sure once bir adam buyuk bir tepsi baklava goturuyordu... -Beni ilgilendirmez! -Fakat adam tepsiyi sizin eve goturuyordu. -O zaman seni ilgilendirmez! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:59 pm | |
| ALLAH BİLİYOR Nasreddin Hoca bir cimri tanıdığının evine gittiğinde tanıdığı ona bayat ekmek ile bir tabak bal ikram etmiş. Nasreddin Hoca bayat ekmeği dişi kesmeyince sinirinden balı kaşıkla yemeye başlamış.Ev sahibinin gözü yerinden oynamış : -Aman efendim, bal ekmekle yenmez ise, insanın içini sıyırır, demiş. Nasreddin Hoca hiç ses çıkarmadan balı bitirmiş ve : -Kimin içinin sıyrıldığını Allah biliyor, demiş. | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:59 pm | |
| BENİM NE YİYİP İÇTİĞİMİ SORMAZSINIZ... Nasrettin Hoca, bir köyde vaaz veriyormuş. Laf arasında Hazreti İsa'nin gögün dördüncü katında olduğunu söylemiş... Vaazdan sonra, bir kadin Hoca'ya yanaşmış : -Hazreti İsa, orada ne yer, ne içer?, demiş. Hoca'nin tepesi atmış : -Ey hatun, köyünüze geleli şunca zaman oldu, benim ne yiyip, içtiğimi sormazsın da, Allah'in peygamberini sorarsın! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 1:59 pm | |
| BU NASIL NAMAZ Nasreddin Hoca abdest alırken, bir ayağına su yetmemiş.Namaz kılarken de bir ayağını yukarı kaldırarak namaz kılmış.Bunu gören cami cemaati : -Hocam bu nasıl namaz? diye sormuş. Nasreddin Hoca : -Bir ayağı abdestsiz namaz, diye cevap vermiş. | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Nasreddin Hoca Fıkraları Perş. Mart 19, 2009 2:00 pm | |
| BEN UYUYORUM Bir gün Nasreddin Hoca şehire gelip, bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış.Gece yarısı arkadaşı sormuş : -Hocam, uyudunuz mu? -Buyurun birşey mi var? -Biraz borç para isteyeyim demiştim. Nasreddin Hoca derhal horlamaya başlayıp : -Ben uyuyorum! demiş. | |
| | | | Nasreddin Hoca Fıkraları | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|