maviş forum maviyi seven forum maviş foruma hoşgeldiniz. |
|
| Süper Fıkra Arşivi | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:28 pm | |
| Timur'un defterdarı hesapta bir yanlışlık yapar. Bunun üzerine Timur, defterdara kağıtları yedirir ve işten kovar. Yerine Nasreddin Hoca'yı alır. Nasreddin Hoca hesapları yufka üzerine yapmaya başlar. Timur bunu görür ve hesapları niçin yufka üzerine yaptığını Hoca'ya sorduğunda ondan şu hazır cevabı alır: -Yemesi kolay olsun diye? | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:28 pm | |
| Laz kola otomatiğine gitmiş, para atıp düğmeye basmış ve kolasını almış. Bir para daha atmış, yine düğmeye basmış ve yine kolasını almış. Bunun üzerine heyecanla arkadaşlarının yanına gitmiş ve şöyle demiş: - Çabuk bütün bozuk paralarınızı verin, bugün şansım çok iyi! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:28 pm | |
| Temel Fadime'yle tiyatro gişesine gitmiş: - Pize içi pilet lütfen! - Leyla ile Mecnun için mi? - Hayır, Fadime'yle penum için! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:28 pm | |
| Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi aralarında: - Şunlara son bir test yapalım da görelim, akılları başlarına gelmiş mi? demişler. Bunun üzerine iki deliyi bir masa başına çağırmışlar. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve: - Buyurun beyler, yiyin! demişler. Delilerden biri hemen zeytinlere saldırmış, ötekisi araya girmiş: - Önce kaçanları yiyelim, öbürleri nasıl olsa duruyor! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:29 pm | |
| Okyanusta büyük bir gemi hızla ilerliyorken bir an gemi kaptanı herkesi güverteye çağırmış. Herkes güverteye toplanınca: - Size bir kötü, bir de iyi haberim var! demiş. Hangisiyle başlayayım? - İyi olanla! demiş yolcular... - 11 dalda Oscar kazanacağız... | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:29 pm | |
| Gardiyan mahkuma sormuş: - Hangi gözümün takma olduğunu bilir sen, seni hücre cezasından kurtarabilirim. Mahkum: - Sağ gözünüz takmadır. - Nereden bildin? - Daha insanca bakıyor da! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:29 pm | |
| Cezaevindeki mahkum bir arkadaşına: - Gardiyanlar konuşurken duydum. Yarın buraya adalet bakanı geliyormuş! Beriki heyecanla atılmış: -Vay canına, suçu neymiş? | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:29 pm | |
| Acemi er, levazım başçavuşuna yakınır: - Başçavuşum, bize yemekte ördek böreği verdiler. Yemin ederim ki, içinde bir gram bile ördek eti yoktu. - O halde sen hiç asker bisküvisi yedin mi? - Şey... Yani evet, başçavuşum! - İçinden hiç asker çıktı mı, ulan! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:29 pm | |
| Temel hastalanmış, doktora gitmiş. Doktor Temel'in kalbini dinledikten sonra: - Efendim, sizin kalbiniz çok hızlı atıyor. Atmaması lazım! demiş. - Peki, ne yapacağız? - Vereceğim ilaçları kullanın, haftaya bir daha muayeneye gelirsiniz. - Peki! demiş Temel ve gitmiş. . Tabii bir hafta hemen geçmiş, Temel yeniden muayeneye gitmiş. Doktor tekrar Temel'in kalbini dinlemiş. Bu sefer de: - Maalesef kalbinizin atışı neredeyse bitecek kadara azalmış. Bitmemesi lazım! Temel kızmış: - 000 doktor bey, siz de çok masraflı oluyorsunuz. Hadi AT MAMASINI buldum, BIT MEMESİNİ nereden bulacağım şimdi? | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:29 pm | |
| Genç çocuk, son model BMW' siyle yolda ilerlerken kırmızı ışıkta durur. Tam o sırada arkadan gelen bir kamyon büyük gürültüyle arabaya çarpar. İkisi de inip bakarlar ki, arabanın arkası haşat. Kamyonun şoförü gencin ayaklarına kapanır: - Abicim, sen beni affet. Ben 30 yıl çalışsam bunu ödeyemem. Sen şu kardeşini affet! Çocuk bakar ki, adamın hakikaten hali vakti pek yerinde değil. Adamı affeder ve arabasına binip yoluna devam eder. Çocuk 2-3 ışık sonra tekrar durur. Derken yine büyük bir gürültüyle arabasına arkadan çarparlar. Çocuk arabadan iner; bir de bakar ki, yine aynı kamyon şoförü arabasına vurmuştur. Ancak bu sefer şoför kamyondan dışarı çıkmadan sadece kafasını pencereden uzatır ve der ki: - Abi, benim ben... Devam et! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:30 pm | |
| Dünyanın en ünlü kalp doktoru De Bakey'ın arabası bozulmuş, arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve De Bakey'e dönerek: - Size bir şey soracağım: Neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itinayla kaputu açacağım, bir bakışta problemin nerede olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekliyse motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım! Söylesenize, nasıl oluyor da siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum? Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş: - Bunların hepsini motor çalışırken yapmayı denesenize! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:30 pm | |
| Öğretmen çocuğa sordu: - Söyle bakalım, dün okula geleceğin yerde hangi eşekle sokaklarda dolaştın? Çocuk cevap verdi: - Oğlunuzla efendim! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:30 pm | |
| Öğretmen Ali 'ye sordu: - Evci! hayvanların başlıcalarını say bakalım! Ali biraz düşündükten sonra cevap verdi: - Fare, tahtakurusu, pire, sinek! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:30 pm | |
| Ayşe ağacın altına oturnuş resim yapıyordu. Babası yanına gelerek sordu: - Ne resmi yapıyorsun bakayım? - Çimenlikte bir keçi resmi. - Çimenler nerede? - Keçi hepsini yedi. - Ya keçi? - Yiyecek bir şey kalmayınca o da gitti. | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:30 pm | |
| Adamın biri yabancı bir şehirde bir evin kapısını çalarak şu ricada bulunur: - Pek susadım, buralarda su bulamadım, lütfen bana bir bardak su verir misiniz? Kapıyı açan çocuk adamın yüzüne bakarak kısa bir tereddütten sonra, - İstersen ayran getireyim!" der. Adam bu teklifi teşekkürle kabul edince çocuk bir çanak ayran getirir. Adam ayranı İçtikten sonra çocuk - İstersen daha getireyim!" der. - Zahmet olur yavrum!" der öteki... Çocuk cevap verir: - Hayır! Zaten bu ayranın içine fare düştüğü için nasıl olsa dökecektik! Bunun üzerine adam iğrenerek elindeki ayran çanağını hiddetle yere atıp parçalayınca çocuk feryadı koparır: - Anneeel Kapıdaki adam, köpeğin çanağını kırdı! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:30 pm | |
| Cimri bir kişi ölümü yaklaşınca oğullarını yanına çağırır. Üç oğluna da vasiyette bulunur: - Ben ölünce hepinizin mezarıma tek tek birer milyar lira koymanızı istiyorum!" der. Adam öldükten sonra sırayla ı. ve 2. oğlu mezara gider ve birer milyar parayı mezara koyarlar, daha sonra babası gibi parayı seven 3. oğlu da mezara gider ve mezardaki paraları alarak yerine babası adına 3 milyarlık çek koyar. | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:31 pm | |
| Futbol maçı başlamadan önce iki takımdan birinin kaptanı hakemi bir köşeye çekip: - Hocam! Sen bizim takımın durumunu bilmezsin.. Bu maçı bize kaybettirecek olursan, bizimkiler seni ne yapar bilir misin?" - Ne yaparlar? - Seni parça parça ederler... Hakem cevap verir: - Anlaşıldı, siz bu oyunda be rabere kalacaksınız! - Neden? - Öteki takımın kaptanı da bana aynı sözleri söyledi de ondan! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:31 pm | |
| Yıllar önce İngiltere'de erler şemsiye kullanmazmış. Şemsiye taşıma hakkı sadece subaylara tanınıyormuş. O yıllarda bir gün genç teğmenlerden biri koltuğunun altında şemsiyeyle hızlı hızlı yürüyen eri görünce beyninden vurulmuşa dönmüş. Eri çağırarak - Bu ne küstahlık?" demiş ve şemsiyeyi aldığı gibi dizinde iki parça edip eklemiş: "Bu sana ders olsun, bir daha böyle küstahlıklar yapma!" Neye uğradığını anlamayan er "Baş üstüne!" diyerek selamı çakmış ve şöyle sormuş: - Teğmenim, beni az önce evine yollayan generalimize şemsiyesini istediğinde kim kırdı diyeyim? | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:31 pm | |
| Adam arkadaşına sormuş: - Eeee... Evlilik nasıl gidiyor? Arkadaşı cevap vermiş: - Evlenmeden önce "burçlarla" ilgileniyordum, evlendikten sonra "borçlarla" ilgileniyorum! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:31 pm | |
| Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş. Tam uçağa binerken kulağında bir ses belirmiş: - Binme, bu uçak düşecek! Dönmüş, bakmış, kimse yok ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş. İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış: - Uçak düştü, kurtulan olmadı! Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında: - Binme bu tren, raydan çıkacak! Dönüp bakmış, yine kimse yok! Trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş: - Tren Eskişehir' de raydan çıktı, şu kadar ölü, şu kadar yaralı var... Allah'a şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses: - Bu otobüse binme, freni patlayacak! Dönmüş, yine kimse yok! Dayanamayıp bağırmış: - Sen kimsin yahu? - Ben senin iyilik meleğinim! Adam iyice kızmış: - Yahu evlenirken neredeydin? | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:31 pm | |
| Temel İstanbul’a gitmiş. O esnada 5 dakikada bir top atışları duyulmaktaymış. Merak edip sormuş: - Hemşerim! Bu top atışları neyin nesi? - Kraliçe Elizabeth’in gelmesi sebebiyle top atışı yapıldığı anlatılmış. Aradan yarım saat geçmiş ve top atışları halen sürüyormuş. Temel yine bir başkasına sormuş - Hemşerim! Bu top atışları neyin nesi? Aynı cevabı alınca söylenmiş: - Yahu yarım saattir bir karıyı vuramadılar be! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:31 pm | |
| Deli Nasır bir gün tek başına Hakkari'nin bir dağında gezintiye çıkar. Her gün o dağ senin, bu dağ benim gezmektedir. Onu gören helikopter Nasır'ı terörist sanarak dağdan alır ve alay komutanlığına götürür. Askerlerin sıkı denetimi altında alaya indirilen Nasır'ı gören komutan bunun Deli Nasır olduğunu anlar ve serbest bırakılmasını söyler, Deli Nasır Pilota dönerek der ki: - Usta borcum ne kadar?. | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:32 pm | |
| Adamın biri yolda giderken bir çocuk görür ve çocuğu çok sevimli bulur. "Senin adın ne?" diye sorar. Çocuk tam söyleyeceği sırada "Dur! Ben tahmin edeyim!" diyerek sözünü keser. Fakat ipucu olarak baş harfini söylemesini ister. Çocuk "Y" der, adam başlar saymaya: - Yaşar! Çocuk başını sallar. - Yusuf! Çocuk yine başını sollar, - Yasin! Adam "y" ile başlayan bütün isimleri sayar, çocuk her seferinde başını sallar. Adam iyice sinir olur, kız isimlerini de saymaya başlar, çocuk yine başını sallar. Adam en sonunda "Bilemedim, neymiş be senin ismin?" diye sorar. Çocuk cevap verir: - Yamazan! | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:32 pm | |
| Temel Ingiltere'ye gidecekmiş. Lisan öğrenmesi gerek. Dershaneye yazılmış. İlk derste "Come!" yani "Gel" demeyi öğretiyorlarmış. Temel bu işe akıl erdirememiş. Öğretmenine sormuş: - Pu nasul iştur, "Come!" yaziysun, "Kam!" okuyisun. Haydi ona eyvallah... Peki, "Cel” olduğunu nereden anlisun? | |
| | | Admin
| Konu: Geri: Süper Fıkra Arşivi Perş. Mart 19, 2009 3:32 pm | |
| İki kişi bir işe müracaat etmişlerdi. Türk yönetici, özellikleri daha kötü görüneni seçti. Bunun sebebini öğrenmek isteyen arkadaşlarına yöneticinin cevabı şu oldu: - Ali’yle görüşürken, onun dünyanın en akıllı insanı olduğunu düşünmeye başlamıştım. Bu cevap üzerine çalışma arkadaşları sordu: - Eeee işte, çok iyi. O zaman niye Veli'yi işe aldın? Türk yöneticinin cevabı enteresandı: - Çünkü Veli'yle görüşürken, benim dünyanın en akıllı insanı olduğumu düşünmeye başladım. | |
| | | | Süper Fıkra Arşivi | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|