H
Haddini bilmek: Yeterli olduğu konular dışındaki işlere karışmamak.
Hakkı geçmek: Alacağının bir bölümü başka birine verilmiş olmak. Yapılan bir işte emeği,katkısı bulunmak.
Hakkından gelmek: Bir güçlüğü yenmek. Kötülük yapan birini gerektiği biçimde cezalandırmak.
Hakkını vermek: Emeğinin karşılığını vermek. Bir şeyin eksiksiz yapılması için ne gerekiyorsa yapmak.
Hakkını yemek: Emeğinin karşılığını vermemek,kendisine ayırmak.
Halden anlamak: Bir kimsenin durumuna göre davranmak.
Hallaç pamuğu gibi atmak: Toplu halde bulunan şeyleri düzensiz bir biçimde oraya buraya atmak, darmadağın etmek.
Hangi dağda kurt öldü?: Böyle beklenmedik ve güzel bir davranış da nerden aklına geldi?.
Hangi rüzgar attı: Geleceğini hiç ummuyordum,nasıl oldu da geldin.
Hangi taşı kaldırsan altından çıkar: Her işi bilir, yada bildiğini ileri sürer. Her işte emeği, katkısı var.
Hapı yutmak: İçinden çıkamayacağı kötü bir duruma düşmek.(Çaresizlik).
Haraca bağlamak(kesmek): Birine, zamanı, miktarı belli olan bir parayı vermeyi zora dayanarak kabul ettirmek.(Zorbalık).
Harcı olmak(birinin): Başarabileceği bir iş olmak.Birinin yeteneklerine bağlı,ona özgü bir davranış olmak.
Har vurup harman savurmak: Gelişi güzel para harcamak.(Savurganlık).
Hasret gitmek: Özlediğine kavuşamadan ölmek.
Hasret kalmak: Kavuşamamak.
Haşır neşir olmak: Hem kendi, hem başkalarının işleriyle sürekli uğraşır olmak.
Hatır gönül bilmemek(tanımamak): Değer verdiği, sevip saydığı birini bile kırma pahasına inandığı gibi davranmak.